2 Aralık 2011 Cuma

Bir Doğum Günü Sendromu

Öyle ki insanın dünyaya bakış açısını bırak karakterini değiştirirdi..


6 yaşındaydım sokakların haylaz çocuğu evin sevimli ve saf yüzü.. Doğum gününü kutlayacağız dediler. İşte o gün tanıştım o tanımla ve sonunda pasta yeneceği için için için mutlu da olmadı değildim. Takvim bana bugün 10 Aralık köftehor diyordu. Lan ben bugün doğmuşum demek ki dedim kendime. O gün doyasıya kutladım o günü. Abimin aldığı adı doğum günü hediyesi olan kırmızı renkli helikopter maketiyle oynadım, pastaya limonataya abandım. O doğum günü öyle geçti gitti.

10 yaşına geldiğim zaman anneme ben 1986'lıyım diye bastırırken, Annem: Sen aslında 20 Aralıkta doğdun o yüzden 86'lı sayılmazsın evladım diye çıkıştı. Ulan hani ben 10 Aralık'ta doğmuştum diye kendimle çelişkiye düşmeme sebep oldu bu tarih. O günden sonra ben 20 Aralık'ta doğmuş oldum. 10 gün gençleşmiştim bir anda kendime abi diyesim vardı.

Orta okula geldiğim zaman nüfus cüzdanındaki tarihi hiç önemsemeyen ve ısrarla 86'lıyım diyen ben Uğur Mumcu ile tanıştım. Babanın oğlu olmanın verdiği gazla hızlı bir solcu olmaya doğru giden ben onun ölüm yıl dönümü olan 25 Ocak'ı kendime yakın buldum. (Tabi daha sonra 24 Ocak olduğunu öğrenecektim elbet) Ve o günden sonra ben 25 Ocak 87'li bir insandım. 36 gün daha gençleşmiştim ve içimdeki abi büyüyordu. Ben ise daha genç daha tazeydim. Ayrıca doğum günümün artık bir de anlamı vardı.
Yıllar yılları kovaladı lise yıllarına geldi bu adam. Ve bu adam annesine şu işin aslını astarını anlat artık diye çıkıştı. Artık dayanamıyordu bu belirsizliğe ve bir açıklama bekliyordu. Hangisi doğruydu 10 Aralık mı? 20 Aralık mı? Yoksa 25 Ocak mı? İşte o an öğrendi acı gerçeği aslında annesi 10 Aralıkta sancılanmış ancak inat eden ben ertesi günün akşamı doğmak konusunda ısrarcı olmuştum. Böyle kucakladım işte yeni yaş günümü onun adı 11 Aralıktı. Bir anda 44 gün yaşlanan ben daha bir ciddi bakar oldum hayata içimdeki abi kardeş olmuş ben ise büyümüştüm.

Ancak bu da kesmedi beni zaten o güne kadar 4 doğum gününe sahip olan ben büyük bir açlıkla yeni bir doğum günü istiyordum. Çünkü hiçbirinden emin değildim bu günlerin ve bana göre insan ne zaman doğduğunu kendi seçmeliydi. İşte o zaman içimdeki "Arıza" adamın gün yüzüne çıktığı 7 Eylül'ü kendime aldım. Daha büyüktüm belki ama artık huzurluydum. Artık soranlara unuttum yerine 7 Eylül diyorum umarsızca.
İşte böyle dostlar yılın belli günleri 5 kez doğum günü kutluyorum hiç sevmediğim halde. Bugüne kadar birçok burcu bünyemde barındırdığım için de karakter ters yüz oldu haliyle. Yay, Başak,Oğlak bir de Kova burcuyum. Yükselenimi varın siz hesap edin. Ya da boş verin gidip Advil içelim baş ağrısından arınırız..

3 yorum:

Leah dedi ki...

Hayatımda hiç duymadım böyle bi belirsizliği. Gel sen boğa burcu ol dünyayı sallayalım arıza.

gece gelen arıza dedi ki...

Valla bende var işte Liyacım bildiğin gerçek hikaye. Ben de istemez miydim herkes gibi tek bi doğum günüm olsun..

gece gelen arıza dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.