20 Ağustos 2011 Cumartesi

Benim Arıza Yanım

Bir mecbur anlatım öyküsü..

Kendim kendimi bildi bileli aslında vardır hem hayatımda hem de vücudumda bu durum. Yani aslında ben olmaya zorlandım diyebilirim bu hale. Zamanını da tam olarak biliyorum aslında:

5 yaşındaydım ablamın bana öğrettiği alfabeye (aslında abece demek daha doğru zira alfabe latin harflerinin ilk iki harfinden oluşan bi' dalga; gerçi kullandığımız harfler de latin harfleri yani kullansak da sorun olmaz gibi tam da bilemedim. Neyse bu parantezi burda kapayalım) anlamlar yüklemeye çalışırken Trt kanalının altyazısı akmaya başladı ve ben akan yazının ne anlama geldiğini anlamaya başladım birden. Bir yandan şaşırdım bir yandan okudum. Sonra "lan ben okuyorum şimdi yani bunu?" diye seslendim kendime. Kendimden "he lan helal olsun valla" karşılıklı gaz bir cevap aldım. Yalnız bu durumun sadece akan alt yazılarla ilgili mi olduğunu tam olarak bilmediğim için sehpanın üstündeki gazeteye doğru seğirttim.  Tam bir Türk örneği göstererek spor sayfasını açtım ve hayretle okumaya başladım. Habere değildi elbette hayretim sadece okuyabildiğime hayret ettim. Bunu gören babam da hayretime ortak olurcasına "oku bakıyım lan şurayı" dedi. Okudum. Hayret etti. Evet burada başladı işte tam burada bu durum..

Başımdan geçen doğum günü sendromunu bilenler biliyor zaten o da bu durumun bir parçası aslında. Uyku sorunumun varlığı ise bu durumun birinci elden şahidi sanırım. Hiçbir zaman normal insan uykusuna sahip olamadım. Lisede 6:25 gibi lanet bir saatte uyanmak gibi bir derdim varken bile 03.30'da uyumayı başarabilen bir insandım. Çoğu sınava uykusuz girdiğim de doğrudur işte tam da bu yüzden.

Bir başka durum ise vücudumun bana verdiği cevaplardan kaynaklanır. Bundan 3 yıl önce rahatsızlanıp hastaneye götürülen beni kalp cihazının randıman vermemesine şaşıran doktorla çaldı kapımı aniden. Doktor bana "Barış senin göğüs kafesin normalden daha kalın olduğu için kalp ritmini sağlıklı şekilde dinleyemiyoruz dedi. Ayrıca kalbinin normal insanlar gibi biraz eğik konumda olması gerekirken senin kalbin dik konumda duruyor. Şaşırmadım dercesine baktım yüzüne. Peki bu bir sorun teşkil eder miydi? Hayır dedi doktor bunla ilgili bir sorun görünmüyor. E ben de sevindim tabi.

İşte böyle sevgilim okur. Aslında bu bir nick anlatma öyküsü. Gece gelen arıza'nın öyküsü bu. Geceleri uyuyamayan ve arızalı bir hayata ve vücuda sahip olan bir adamın. Amacım sanırım merakları gidermekti ve sanırım bunu da başardım. Beni sabırla dinlediğin için sana teşekkür eder bu yazıyı burda huzur içinde sonlandırırım..

Hiç yorum yok: